İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nı işgali Filistin’in bütün nefes kanallarını tıkarken Mısır da krizin parçası hâline geldi.
Gazetemize konuşan Mısırlı yorumcular, Tel Aviv’in aşamalı olarak Gazze ve Refah sakinlerini Sina’ya sürme planını devreye soktuğunu ve yeni gerilim hattının Sina olacağı görüşünde. İsrail’in Mısır-İsrail hudut hattında ‘Philadelphia Koridoru’nun kontrolünü sağlaması durumunda Kahire’nin çok büyük bir stratejik ve ekonomik değer kaybı yaşayacağı kaydedilirken, Tel Aviv yönetiminin Ben Gurion Kanalı Projesi ile Mısır’a son ve en büyük darbeyi vuracağı yorumları yapılıyor.
MISIR KUŞATILIYOR
Son yaşananları konuştuğumuz Mısırlı stratejist Yasir Abdulaziz, Refah sürgünü ile ilgili İsrail ajandasının son aşamaya geldiğini, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun tüm anlaşma ve uluslararası hukuku yok sayarak güneyden kuzeye zorunlu göçü gerçekleştirdiğini söyledi. Yasir Abdülaziz, krize dair sorularımıza şu cevapları verdi: İşgalci siyonist rejim bir açıdan Mısır’daki rejimle iş birliği içinde Refah geçişinin kontrolünü ele geçirdi.
Sınır geçişleri her iki taraftan; Filistin tarafında İsrail güçlerinin varlığıyla, Mısır tarafında ise beton bloklar ve askerlerle kapalı hâle gelmesi sağlandı. Bununla ilgili İsrail’in doğu Refah’taki saldırılarından önce Mısır rejiminin askerlerinin, kontrol noktalarını aşmayı başaran Filistinli kardeşlerimize nasıl davrandığı çok açık delil niteliği taşıyor. Diğer yandan İsrail’e tüm istediklerini veren Sisi yönetimi, ekonomi, siyaset, diplomasi ve coğrafi açıdan daha fazla İsrail kuşatmasına maruz kalıyor. İsrail şu an en az 250 bin Filistinliyi Sina’ya sürmek istiyor.
Ancak işgalcilerin Sina ile hesapları çok daha başka. Bununla birlikte Süveyş’i saf dışı edecek Ben Gurion Kanal Projesi de yine Mısır’a en ağır darbe olacak. Ben Gurion Kanalı’nın sadece ekonomik değil; jeostratejik boyutları da var. Aslında Mısır’ı zayıflatmak ve bölgeye liderlik yarışından dışlamak temel hedef. Çünkü Mısır her şeye rağmen tarihi, medeniyeti ve bölgedeki en büyük ordusuyla İsrail için her zaman tehdit oluşturuyor. Mısır’ın bir biçimde saf dışı edilmesi arzımevut için mutlak gereklilik. Risk almazlar; çünkü olur da ülkenin samimi bir liderlik tarafından yönetilme ihtimaline karşı Mısır’ı her açıdan zayıflatmak, bölge denkleminden çıkarmak istiyorlar. Sina’yı ve hatta genel olarak Mısır’ı yeniden işgal etmek için şartları hazır hâle getirmek temel proje.
BİR KIVILCIMA BAKAR
Mısır’ı denkleme yeniden dâhil eden Refah’ın işgali sonrası Sina’da yeni bir askerî güç kuruldu. Sina Arap Kabileler Ordusu ile kurulan silahlı güce İbrahim Organi başkanlık ediyor. Mısırlı araştırmacı Yusuf Ahmed “Ülkede gerilim her geçen gün büyüyor. Sina’da her şey bir kıvılcıma bakıyor. Ayrıca ordu içerisinde ve toplum genelinde endişe büyüyor. Zaten var olan ekonomik, toplumsal kriz derinleşiyor. Refah’ın kapatılması ve diğer kuşatma girişimleri yokluğu ve şikâyetleri daha da artırıyor. Her 15 yılda bir darbe ile iktidar değişimi yaşanan Mısır’da 12 yıllık Sisi iktidarı da çatırdıyor. Darbe ile iktidara gelen ve sosyal tabanı olmayan Sisi’nin hem de en sıkı müttefiki İsrail eliyle alanı daraltılıyor. Daha önce ‘Refah kırmızı çizgimiz’ demişti. Şu an İsrail bayrakları sınırda dalgalanıyor ancak o acz içerisinde” dedi.
SİNA’NIN İSRAİL İÇİN ÖNEMİ BÜYÜK
Tarihçi Dr. Halid el-Uveysi’ye göre ise Sina’nın İsrail için önemi çok büyük. Yahudi dini metinlerine atıf yapan Uveysi “Birçok Yahudi kıssasının merkezinde Sina var. 1967 işgalinde ABD’nin ağır baskısı bedeniyle çıkmak zorunda kaldılar. Şu an şartlar değişti ve geri dönüş için gün sayıyorlar. Bunun için de Mısır’ın olabildiğince zayıflaması gerekiyor. Talmudi motivasyon bunu onlara farz kılıyor” şeklinde beyanda bulundu. Mısır uzmanları, yeni kurulan Arap ordusu komutanı İbrahim Organi’nin Sudan örneğinde olduğu gibi bir isyan gücüne dönüşme ihtimalini güçlü ihtimal olarak görüyor. Böyle bir durumda herşeyin değişeceği ve yeni bir bölge gerçekliğinin ortaya çıkacağı görüşü hâkim.